15 Mart 2014 Cumartesi

BİYOGRAFİM

    Hakan Çur Ağrı'nın Taşlıçay ilçesine bağlı Yukarı Dumanlı Köyünde doğdu.Ağrı karasal bir iklime sahiptir.Yani yazları sıcak ve kurak kışları ise soğuk ve kar yağışlı geçiyordu.İlkokul tahsilini yaptı.Köyünü çok severdi.Bu köy yüksek tepelerle çevrilidir.Bu tepelerin en yüksek noktasını Şeyh Ali adı verilen 2600 m yüksekliğindeki bir tepe oluşturur.Hafta sonları bu tepelerde koyunlarını güderdi.Yaz aylarında koyunlarının su içmesi ve aynı zamanda dinlenmeleri için onları Murat Nehrinin kıyısına getirir,bu nehirden balık tutardı.Bazen boş zamanlarında köyün 500 m ilerisinde bulunan kayalıkları çıkar,yemyeşil ağaçlarla kaplı masmavi derelerin aktığı köyünü izlemeye koyulurdu.Herhangi bir şeye canı sıkıldığı zamanlarda arkadaşlarıyla birlikte 'şıvket' adı verilen mağaraların içini gezer ve bu mağaraların içinde yetişen gıveç adı verilen kuş burnuna benzeyen eriklerden yerlerdi.İlköğrenimini başarıyla bitirdikten sonra Mehmet Akif Ersoy Ortaokuluna başladı.Derslerine çok çalışmakla birlikte yaşadığı çevrenin doğal güzelliklerini görme ve tanıma merakı bu dönemde daha da arttı.Bir gün arkadaşıyla birlikte Ağrı Dağı'na çıkmaya karar verdi.Tabi bu onun için imkansız bir hayaldi.5137 m yüksekliğindeki Ağrı Dağı'na profesyonel dağcılar bile çıkamıyorken o nasıl çıkabilirdi ki?Ama olsun denemekten bir zarar gelmez felsefesiyle en yakın arkadaşı Yalçınla birlikte Doğubayazit ile Iğdır arasında bulunan Ağrı Dağı'na gitti.Arkadaşıyla birlikte 1400-1500 m tırmandıktan sonra zirveye ulaşmanın imkansız olduğunu anladı ve arkadaşıyla birlikte eve döndü.
   Lise hayatında da gezme merakı hep sürdü.Yaz aylarında buğday,arpa ve şeker pancarı tarlalarında durmadan çalışırdı.Kazandığı paranın bir kısmını okul masrafları için bir kısmını da gezeceği yerler için saklardı.Ayrıca her yıl binlerce turistin ziyaret ettiği İshak Paşa Sarayını görmeyi çok istiyordu.Günlerden bir gün ailesinden habersiz İshak Paşa Sarayını görmeye gittiler ve sarayın mimarisine ve güzelliğine hayran kaldılar.Ayrıca Hakan'ın balık tutmaya karşı inanılmaz bir tutkusu vardı.Ağrı'daki en iyi balıklar Balık Gölü adı verilen büyük gölden çıkardı.Bu göl de yerli yabancı herkesin ilgi odağı haline gelmiş,alabalık,mezgit gibi daha ismini sayamadığımız balıkların bulunduğu bir göldü.Hakan da bu gölün namını kısa zamanda duydu ve bu gölü görmeye gitti.Böylelikle lise hayatı bitmeden Diyadin ilçesindeki kaplıcalar dışında gezip görmediği yer kalmadı.Bu kadar eğlencenin,gezinin ardından her lise öğrencisi gibi onu da üniversite sınavları bekliyordu.Bu sınavlara elinden geldiğince hazırlandı ve istediği bölüm olmasa da Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi'nde Sosyal Bilgiler Öğretmenliğini kazandı.Şimdi ise burada bitkisel hayata devam ediyor...:)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder